Günlük hayatın içinde farkında
olmadan yaşadığımız aşırı düşünme (overthinking ya da ruminasyon), bireyin hem
zihinsel hem de fiziksel sağlığını derinden etkiler. Bu durum, genellikle
otomatik bir alışkanlık haline geldiği için fark edilmesi zor olabilir, ancak
etkileri zamanla birikir ve günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür.
Aşırı düşünme, Latince kökenli “overthinking” terimiyle günlük yaşamda stres,
endişe ve korku gibi duyguların sürekli yeniden üretilmesiyle karakterize
edilir ve zihinsel tükenmişliğe yol açar
Psikiyatri ve psikoterapi literatüründe “ruminasyon” olarak bilinen bu durum,
insan beyninin sınırlı işlem kapasitesini aynı düşüncelerle meşgul ederek
zihinsel netliği azaltır ve bulanık bir düşünme sürecine neden olur.
Aşırı düşünme; dikkat ve odaklanma problemlerine, günlük yaşamda konsantrasyon güçlüğüne,
stres ve kaygı artışına (stres hormonlarının salgılanmasıyla), kararsızlığa,
zihinsel yorgunluğa, uyku problemlerine ve bilişsel işlevlerde (hafıza, dikkat,
problem çözme) bozulmalara yol açar. Zihinsel kaynakları tüketerek bireyin net
düşünme yeteneğini zayıflatır ve günlük verimliliği olumsuz etkiler.
İstanbul gibi metropol bir şehirde yaşıyoruz .Her gün sabah işe giderken bizim
veya çevremizde birinin trafikte tartıştığına şahit olmuşsunuzdur. Bu durum,
gün boyu olayı farkında olmadan zihninizde tekrar tekrar yaşıyorsunuz: “Keşke
öyle demeseydim”, “Acaba o da beni suçluyor mu?”. Bu sırada iş yerindeki bir
sunuma hazırlanmanız gerekiyor, ama konsantre olamıyorsunuz. Günün sonunda
yorgun düşüyorsunuz, akşam eve geldiğinizde uyuyamıyorsunuz ve bu döngü ertesi
güne taşınıyor. Tüm bunlar, bilinçli bir şekilde “düşünmeyi bırak” deme
şansınız olmadan gerçekleşiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder