Öğrencilik Anılarım: Türkan Teyzem
Üniversite için memleketimizden ayrılıp farklı şehirlerde
eğitim alırken, kimi zaman yurtta kalmayı tercih ederiz, kimi zaman da kafa
dengi arkadaşlarımızla ev kiralamak zorunda kalırız. Tabii ki öğrenciye ev
vermeyen ev sahipleriyle karşılaşmak da işin başka bir boyutu… Ama asıl önemli
olan, hiç bilmediğimiz bir şehirde, hiç tanımadığımız insanlar arasında
kendimize bir yuva kurmaya çalışırken, bize kol kanat geren, adeta ailemizden
biri gibi olan o güzel yürekli insanlarla karşılaşmaktır. Hepimizin hayatında
mutlaka böyle biri olmuştur; benim de oldu.
Benim için o kişi, karşı komşum Türkan Teyzemdi. Aslen
Bayburtlu olan Türkan Teyze, orada doğmuş, büyümüş, evlenmiş ve üç çocuğunu
dünyaya getirmişti. Üçü de erkekti kız çocuğu hiç yoktu diye hatırlıyorum ,emin
değilim ama öyle hatırlıyorum. Eşi seneler önce vefat etmişti, o da üç
evladıyla hayata tutunmak zorunda kalmıştı. Büyük oğlu bizim Meslek
Yüksekokulu’nda güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Üzerinden tam on üç yıl
geçti ama Türkan Teyze benim öğrencilik hayatımda en büyük şansım oldu.
Okulum merkeze uzaktı, TOKİ konutlarında oturuyorduk. Okula
çoğu zaman araçla gidip gelmek zorundaydım, bazen de yürüyerek gitmek zorunda
kalıyordum. O dönemlerde ulaşım öğrenci için ucuzdu, dolmuş parası 75 kuruştu.
Ama o şehirde öğrenci olmak, hele ki yabancı bir memlekette yaşamak çok zordu.
İşte o zorluklar içinde Türkan Teyze bana kocaman bir kapı açtı.
Okuldan döndüğümde beni ne zaman görse elime bir tabak
sıkıştırırdı. Sabah akşam kontrol eder, “Evde misin? Bir şeye ihtiyacın var
mı?” diye sorardı. Aynı binada Fikret Amca ve eşi de oturuyordu, onlar da iyi
insanlardı ama Türkan Teyzem başkaydı.
Hafta sonları evde olup olmadığımı kontrol eder, sabah
kahvaltısına çağırırdı. Özellikle pazar günleri onlar ailecek toplanıp kahvaltı
yaparlardı. O sofrada Lor dolması, kete, pide gibi yöresel lezzetler eksik
olmazdı. Çoğu zaman beni de çağırırdı ama ben utandığım için gitmezdim. O da
benim utandığımı anlar, bir tabak hazırlar ve sessizce elime verirdi.
Onun sayesinde çok güzel bir öğrencilik yaşadım. Allah ondan
ve onun gibi güzel yürekli insanlardan binlerce kez razı olsun.
Üniversiteden mezun olduktan sonra da uzun süre görüştük. Sonraları büyük oğlunu bir hastalık yüzünden kaybettiğini öğrendim, ortanca oğlu evlenmiş, çocukları olmuş, onunla beraber yaşıyordu. Telefonda konuştuğumuzda torunlarının sesleri gelirdi. Küçük oğlu ise Samsun’da sağlık personeli olarak görev yapıyordu. Eşini genç yaşta kaybetmiş, küçük bir şehirde, kendi çabalarıyla üç evlat büyütmüş, meslek sahibi yapmış bir anneydi. Tüm bunlara rağmen hayatın ona yaşattığı acılar yetmezmiş gibi bir de evladını toprağa vermek zorunda kalmıştı. Ama yine de hayata tutunmuştu.
O benim öz teyzem değildi ama öz teyzemden daha çok iyiliğini gördüm. Beni evladı gibi sevdi, kan bağımız olmasa da bana kol kanat gerdi. Yaşıyorsan Allah binlerce kez razı olsun, vefat ettiysen Allah seni nurlar içinde yatırsın, mekanın cennet olsun. Canım Türkan Teyzem
Yorumlar
Yorum Gönder